NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسْلِمٌ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ بْنُ
رَاشِدٍ
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ مُوسَى
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
شُعَيْبٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ جَدِّهِ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَا يُقْتَلُ
مُؤْمِنٌ
بِكَافِرٍ
وَمَنْ
قَتَلَ مُؤْمِنًا
مُتَعَمِّدًا
دُفِعَ إِلَى
أَوْلِيَاءِ
الْمَقْتُولِ
فَإِنْ
شَاءُوا
قَتَلُوهُ
وَإِنْ شَاءُوا
أَخَذُوا
الدِّيَةَ
Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla,
dedesinden, o da Rasûlulah (s.a.v)'den, şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Bir rnu'min,
kâfir'e karşılık öldürülmez. Kim bir mu'mini teammüden öldürürse, maktulün
velîsine teslim edilir. Onlar isterlerse katili öldürürler, isterlerse diyet alırlar."
İzah:
Tirmizi. diyât; İbn.
Mâce. diyât
Bu hadis, Sünen-i Ebû
Davud'un Lü'lûî rivayetinde yoktur BunUj Jbnu'l-Arabi ve İbn Dâse rivayet
etmişlerdir.
Hadis~i Şerif iki temel
noktaya ışık tutmaktadır. Bunlar:
a- Bundan önceki
hadislerde de olduğu gibi, kısas veya diyet konusunda maktulün velisinin
muhayyer olması meselesi,
b- Bir kâfiri öldüren,
bir müslümanın kısas yoluyla Öldürülüp, öldürü-lemeyeceği meselesi,
Şimdi bu iki konuya
kısaca göz atalım:
a) Daha Önce de
belirtildiği üzere, cumhura göre, diyet veya kısastan birisini tercih konusunda
muhayyerlik, maktulün velisine aittir. Ancak Imam-ı Azam Ebû Hanîfe ve İmam
Mâlik'e göre muhayyerlik katile aittir.
Hadis şerhlerinde de,
İmâm-ı Âzam'in görüşü böyle verilmekle beraber, Hanefi fıkıh kitaplarındaki
ifadeler biraz daha farklıdır. Meselâ, Hi-dâye'de; anıdan öldürmenin cezasının
kısas olduğu belirtildikten sonra "... ancak veliler affederler veya sulh
yaparlarsa müstesna. Çünkü o, onların hakkıdır. Sonra o (kısas) vacib-i
aynidir. Velinin, katilin rızâsı olmadan diyet almaya hakkı yoktur. Bu, İmam
Şâfiînin iki görüşünden biridir.”[el-Merğınâni, Hidâye, IV.158.]
denilmektedir.
Görüldüğü gibi bu
ifadeler, kısas veya diyet isteme hakkının katile ait olduğunu değil, maktulün
velilerinin kısas yerine diyet alabilmeleri için katilin rızâsının şart
olduğunu bildirmektedir.
Şayet bir kişiyi,
birkaç kişi öldürürse İmâm Şafiî, Ahmed b. Hanbel ve İshak b. Raheveyh'e göre
maktulün velisi istediğinden diyet alır, istediğini Öldürür. Eğer maktulün
birden fazla velisi (kısasa hak sahibi) olsa ve bunların bir kısmı çocuk olsa
veya gaib olsa İmâm Şafiî, Ebû Yûsuf, Muhammed, Ahmed b. Hanbel ve İshak b.
Raheveyh'e göre gaib olan gelinceye ve çocuk büyüyünceye kadar hazır olan
büyükler kısas isteyemezler. İmam Ebû Hanife ve İmâm Mâlike göre ise
küçüklerin büyümesini beklemeden, büyüklerin kısas yapma hakları vardır. Eğer
maktulün velilerinden bir kısmı kısas istese, bir kısmı da diyet istese, kısas
uygulanmaz, ceza diyete dönüşür.
Katil, kısastan ve diyet
ödemeden ölse cumhura göre maktulün varisleri, katilin varislerinden diyet
alırlar. Çünkü maktulün varisleri, kıyasla diyet arasında muhayyerdirler. İmâm
Ebû Hanifeye göre; esas ceza kısas olduğu için bu durumda maktulün varisleri
katilin varislerinden diyet alamazlar.
b) Hadis-i Şerifte
zimmi veya rrtüste'mfen ayırımı yapılmadan, ğayr-i müslim birisini öldüren bir
müslümanın öldürülmeyeceği belirtilmektedir. Ulemânın cumhurunun görüşü de bu istikâmettedir.
Hanefilere göre ise eğer müslüman bir zimmiyi amden öldürürse kısas olarak
öldürülür. Müste'meni öldürmesi durumunda ise öldürülmez.
Şa'bî ve İbrahim
en-Nehâî'ye göre müslümanın öldürdüğü gayr-i muslini ehl-i kitaptansa yani
yahûdi veya hıristiyansa müslümana kısas uygulanır. Mecûsî ise öldürülmez.